EMEKÇİLERİN ÖZGÜRLEŞME VE GERÇEK SENDİKA ARAYIŞINI KARALAYAMAZSINIZ

AKP iktidarı zamanında gerek merkezi iktidar gerekse yereldeki belediye başkanlarının bilfiil müdahalesiyle emekçilerin zorla üye yapılarak şişirilen sözde sendika, 31 Mart 2019 yerel seçimleri sonrasında bazı belediyelerde bu baskıların sona ermesiyle belediye emekçilerinin bugüne kadar mecburen üye kaldıkları sözde sendikadan istifa ederek sendikal hak ve özgürlüklerinin gerçek savunucusu Sendikamız TÜM BEL SEN’e üye olmaya başlamasıyla telaşa kapılarak, bugüne kadar ağızlarına almadıkları “sendikal özgürlük” cümleleriyle Sendikamız TÜM BEL SEN’i asılsız iddialarla karalamaya başladı.

Yandaş medya eliyle kamuoyuna servis edilen bu karalama girişimlerine karşın güneşin balçıkla sıvanamayacağını bir kez daha hatırlatıyor, asılsız iddialarla, yalanlarla yerel yönetim emekçilerini gerçek sendikası TÜM BEL SEN’in itibarsızlaştırılamayacağını belirtiyoruz. Çünkü TÜM BEL SEN tarihi ortadadır.

20 Aralık 1990 yılında kurulan Sendikamız TÜM BEL SEN kamu emekçilerinin kurduğu ilk sendikalardan biridir. Ülkemizde 12 Eylül askeri darbesinin karanlık bulutları daha tam olarak dağılmadığı 90 yılların başında “yasal dayanağı yok” diyerek kamu emekçilerinin örgütlenme haklarını kullanması engellenmeye çalışılmaktaydı. Sendikamız TÜM BEL SEN ise bu dönemde her türlü yasakçı ve ya vesayetçi anlayışın reddi temelinde “haklar yasalardan önce gelir” anlayışıyla emekçilerin evrensel kazanımı olan bağımsız sendikal örgütlenme özgürlüğünü temel alarak kurulup faaliyete başladı. Ancak emek, demokrasi ve özgürlüklerden yana bu tutumundan kaynaklı maalesef ki siyasi iktidarların her dönem hedefi haline geldi. Yasakçı ve vesayetçi siyasi iktidarların anti demokratik ve hukuk dışı müdahalelerine karşı gerek fiili ve meşru alanda hem işyerlerinde hem de meydanlarda gerekse ulusal ve uluslararası düzeyde hukuksal alanda sendikal örgütlenme hakkını bedeller pahasına savundu.

Adeta buzun kırılması anlamına gelen bu mücadelemiz sürecinde valilikler hukuksuz bir şekilde Sendikalarımızın kapılarına kilit vurup bizleri yaka paça kendi kurumlarımızdan atmaya çalışırken bugünün şişirilmiş sözde sendika yöneticileri ya siyasi iktidarların yasakçı söylemlerini tekrarlıyor ve emekçilerin fiili ve meşru mücadelesini bölmeye çalışıyor ya da korkularından seslerini dahi çıkaramıyordu. Ancak TÜM BEL SEN’liler yasakçı anlayışlara karşı direnmekle yetinmiyor yine emekçilerin evrensel kazanımlarına ve hukuka dayanarak Cumhuriyet tarihinde bir ilke imza atıyor yerel yönetimlerde kamu emekçileri adına toplu sözleşme imzalamaya başlıyordu.

Daha sonraki zamanlarda siyasi iktidarın desteği ile şişen sözde sendikalar Sendikal örgütlenme ve toplu sözleşme kelimelerini ancak TÜM BEL SEN’in binlerce üyesinin bedeller pahasına sürdürdüğü fiili ve meşru mücadele sonucu bu hakların kullanımının yaygınlaşıp yasakçı anlayış fiilen aşıldıktan sonra ağızlarına almaya başlamışlardır.

Kimse kimseyi kandırmasın, kimlerin hangi siyasi anlayışların arka bahçesi olduğunu sadece Türkiye değil dünya emekçileri çok iyi bilmektedir. AKP iktidar ile birlikte üye sayısı yüzde bin beş yüz artan sözde sendikalar, en yakın 31 Mart seçimleri öncesinde üyelerinden topladıkları aidatlarla düzenledikleri şatafatlı “büyük teşkilat buluşmalarında” AKP’li belediye başkan adayları, milletvekilleri hatta bakanlarla kol kola açıkça sadece bir siyasi partinin propagandasını yapmamışlar mıdır? Adına “büyük teşkilat buluşmaları” dedikleri birçok ilde yapılan bu etkinliklerin hiçbirisinde siyasi iktidara yandaşlık ve yaranma dışında emekçilerin hakları veya özgülüklerine ilişkin bir tek kelam edilmiş midir? Gerek kuruluşu, gerek 2003’lerden sonra siyasi iktidarın saklamaya bile tenezzül etmediği açık desteğiyle anormal üye artışı gerekse sözde sendikacılık pratikleri ile işveren güdümlü sarı sendikacılık tarihine adlarını “altın harflerle” yazdıran bu sözde sendikaların bugün çıkıp da bağımsız sendikacılıktan bahsetmesi yavuz hırsız hikayesinden başka bir şey değildir.

Daha düne kadar hatta AKP’nin kazandığı belediyelerde bugün de halen kamu emekçilerini belediye başkanları veya onların müdürleri eliyle sendika değiştirmeye zorlayıp kabul etmeyenlerin hukuksuz bir şekilde disiplin cezalarına, sürgünlere tabi tutulması mı; emekçilerin evrensel kazanımı olan toplu sözleşmeye “sosyal denge” diyerek bu hakkın kullanımını belediye başkanın tek taraflı inayetine bırakılması mı; toplu sözleşmenin yasakçı sınırlamalara hapsedilip fiilen kullanılmaz hale getirilmesi mi emekten yana bağımsız sendikacılıktır?

Bugün yerel yönetim emekçileri AKP ve onun yandaşı sendikanın sopasının kalmadığı her yerde akın akın bu sözde sendikadan istifa edip gerçek bir sendikal örgütlenme arayışına girmişse bu yıllarca süren baskı ve zordan kurutuluşun işaretidir. Bugün emekçiler iş ve aş korkusuyla yıllarca giymek zorunda kaldıkları sarı sendika çarşaflarını çıkarıp parçalıyorsa bu baskıdan değil tam tersine özgürlüğe olan özlemden kaynaklıdır.

İstediğiniz kadar AKP yetkilileriyle birlikte yandaş medya kanallarına çıkıp “sendika özgürlüğü” laflarını ağzınıza alıp emekçileri kandırmaya çalışın; 15 yıldır gerek merkezi iktidarın gerekse onun yereldeki yansıması belediye yönetimlerinin baskılarıyla zorla üye yapılan binlerce emekçi sizin emekten, özgürlükten ne anladığınızı çok iyi bilmektedir.

Bu sözde sendikalar eğer içlerinde biraz olsun emekten ve emekçinin haklarından yana niyet varsa yerel seçimler sonrası AKP’nin baskısından kurutulan belediyelerdeki binlerce emekçinin sendikalarından bir anda istifa ederek gerçek bir emek örgütü arayışına girmesini yalan yanlış propagandalarla karalamak yerine kendilerini sorgulama fırsatı olarak değerlendirmelidir.

Kurulduğu günden bugüne 29 yıldır emekçilerin hak ve özgülükleri için bedeller pahasına mücadele sürdüren, emek, demokrasi ve özgürlükler ötesinde ne iktidarı ne muhalefeti hiç bir siyasi partiyle organik bir ilişkisi olmamış Sendikamız TÜM BEL SEN dün olduğu gibi bugün de pek tabi ki emekçilerin özgürce örgütlenme ve hakları için mücadele etme arayışında yanlarında olacaktır.

29 yıllık mücadele pratiğimiz tanıktır ki TÜM BEL SEN, hangi siyasi partiden olursa olsun iktidarın ve ya belediye başkanın herhangi bir anti demokratik ve emek karşıtı uygulamasına sessiz kalmamış, bedeli ne olursa olsun emekçilerin haklarını savunmaktan bir adım geri durmamıştır. Emekçilerin hak ve özgülükleri noktasındaki bu tavizsiz tutumumuz bundan sonra da aynen devam edecek, örgütlü olduğumuz kurumlardaki belediye başkanı ve ya ülkede iktidar hangi siyasi partiden olursa olsun bizlerin tek amacı emekçilerin hak ve özgülüklerini eksiksiz bir biçimde kullanabildiği, insanca yaşayacakları düzeyde ücret alabildikleri, iş ve yaşam güvencesinin tam olarak korunduğu emekten yana gerçek bir demokrasinin, adaletin, barış ve özgürlüklerin daim olduğu bir ülkede yaşamak olmaya devam edecektir.

Çocuklarının güvenle büyüyeceği aydınlık yarınlar düşüyle çalışan ve üreten tüm emekçileri düşlerini gerçek kılma mücadelesinde yerel yönetim emekçilerinin gerçek sendikası TÜM BEL SEN’de birleşmeye, hak ve özgürlüklerimiz için örgütlenerek güçlü olmaya davet ediyoruz.

Örgütlenme Broşürünü İndirmek İçin Tıklayınız

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.