Genel Merkez Tarafından Kadın Eğitimi

GENEL MERKEZİMİZ TARAFINDAN KADIN EĞİTİMİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Genel Merkezimiz tarafından 31.02.2009 tarihinde Ankara’da;

Eğitim Toplumsal Cinsiyet Konulu Eğitim Çalışması
Yerel yönetim işkolunda çalışan kadınların sorunları
Örgütsel sorunlarımız ve çözüm önerileri
Şubelerde kadın komisyonu oluşturulması
Şube ve genel merkez kadın komisyonu arasında eşgüdüm
8 Mart 2009 eylem ve etkinlik programı

gündemleriyle bir günlük kadın eğitim çalışması yapıldı.

Genel Merkez kadın yöneticileri,  Merkezi Kadın Komisyonu üyeleri, Ankara 1 ve 2 nolu, Antalya, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, İstanbul 1, 3, 4 ve 5 nolu, İzmir 1 ve 2 nolu, Kocaeli, Malatya, Mersin, Ordu, Samsun ve Urfa şubelerinden toplam 35 kişinin katıldığı eğitim çalışması slayt gösterimi ve sonrasında Genel Başkan Vicdan BAYKARA’nın açılış konuşması ile başladı. Ardından Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Çağla ÜNLÜTÜRK’ ün toplumsal cinsiyet üzerine yaptığı sunum ile devam eden çalışma, işkolumuzda çalışan kadınların sorunları, örgütsel sorunlarımız ve çözüm önerileri üzerine yapılan katılımcı tartışma ile sona erdi.

Toplantıda yapılan tartışmaları özetleyen ve belirlenen sorunlara yönelik çözüm önerileri ortaya koyan toplantı sonuç raporu aşağıdadır.

 

KADIN EĞİTİMİ SONUÇ RAPORU

YEREL YÖNETİMLER VE KADIN

Demokratik, katılımcı ve cinsiyet özgürlükçü bir toplum perspektifine ulaşmanın en önemli sahalarından birini oluşturan yerel yönetimler, tam da kadının daha fazla temsil edildiği sosyal alanın kendisi demektir. Kadının günlük yaşamda olumlu veya olumsuz bir belirleyiciliğe sahip olduğu yerel yönetimler alanı, bu belirleyiciliğinin de etkisiyle kadın eksenli yapılanmayı ana merkezine oturttuğu müddetçe gerçek anlamda toplumsal dönüşümün de dinamiklerini yaratacaktır.

Kadın eksenli toplumsal dönüşüm perspektifini esas almayan bir yerel yönetim anlayışı başarısızlığa mahkûmdur.

Yerel yönetimler, halk temsilinin en fazla gelişebileceği alanlar olması gerekirken, erkek egemen zihniyet tarafından devleti en fazla besleyen ve ranta dönüştürülen alanlara çevrilmiştir.

Yerel yönetimler, toplumsal değişim-dönüşümün mücadele sahaları, demokrasinin okullarıdır. Doğrudan demokrasinin topluma kök salacağı, doğrudan eylemin gelişeceği ve yaygınlaşacağı, kamu yararına hizmet anlayışıyla toplumun bir kamu yönetim gücü olacağı, bir nevi halk siyasetinin oluşturulacağı, yani siyasetin toplumsallaşacağı alanlardır.

3 Nisan 1930’da kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan Belediye Kanunu’nun üzerinden 78 sene geçti ama Türkiye’de yerel yönetimlerde kadınların temsili yok denecek kadar az.78 Yıl önce çıkarılan Belediye Kanunu ile kadınların yerel seçimlerde seçme ve seçilme hakkını kazandığı Türkiye, son derece düşük olan kadın temsili oranıyla, Dünya ve Avrupa ortalamasının çok altındadır.

Türkiye’de yerel yönetim sistemi il, kent, köy ve bu üç birim arasında işlevsel ortaklıklar anlamına gelen birliklerden oluşur. Yerel yönetim birlikleri, bu üç yerel yönetim türü arasında bir ya da birkaç amaçla kurulmuş olan yapılardır.

2004 yılında yapılan yerel yönetim seçimlerinde ülke genelinde 81 il özel idaresi, 3216 belediye, 35.000 köy ve kesin olmamakla birlikte 1079 yerel yönetim birliği etkinlik göstermektedir. Karar organı olarak iş gören Belediye Meclislerinde, ülke genelinde 2004 yılında yapılan Yerel Yönetim seçimlerinde toplam 34.477 seçilmiş üye bulunmaktadır. Seçilmiş Meclis Üyelerinden 864’ü(%2,5), 3184 İl Genel Meclis Üyesinin 54’ü kadın (%1,7) 3234 Belediyeden de sadece 18’inin Başkanı kadındır.(%0,6).

Önümüzdeki 29 Mart 2009 seçimlerinde de yukarıdaki tablonun değişmeyeceği aşikârdır.

Yerel yönetim meclislerinde kadınların temsili parlamentodaki temsilinden daha düşüktür. Kadınlar yerel politika yapma konusunda, genel politikaya göre daha isteksiz ve daha çekingen görünüyorlar. Yerel demokrasi ve katılım gibi değerlerin de temelini oluşturan temsile bakıldığında, ülkemizin yerel yönetim organlarında kadınların temsilinin % 1’lere bile ulaşmadığı görülür. Bu, yerel topluluğun aşağı yukarı yarısını oluşturan kadınların neredeyse tümüyle erkeklerce “temsil edildiği”ni gösterir. Birçok ülkede kadınların yerel politikaya katılımı, genel politikaya katılımından daha yüksektir. Ülkemizde bunun tam tersinin geçerli olduğunu görüyoruz.

Yerel Yönetimlerde Çalışan Kadınların Sorunları

Sendikamız Tüm Bel-Sen Yerel Yönetim işkolunda örgütlü bir sendikadır.

Yerel Yönetim hizmetleri bilindiği gibi o kentte yaşayan yurttaşlara doğumdan ölüme kadar pek çok alanda hizmet üretmektedir. Buna bağlı olarak üyelerimiz idari hizmetlerden, hekimlik, hemşire, veterinerlik, evlendirme, mühendislik, mimarlık, zabıta hizmetleri, itfaiye hizmetleri ve yardımcı hizmetler sınıfına kadar görev yapmaktadırlar.

Sendikamızın üye sayısı 2008 yetki süreci itibari ile  24.687, kadın üye sayımız ise 5.956 dır.  Toplam yönetici şube yöneticisi sayımız 294, kadın yönetici sayımız 43’dür. 7 kişilik Merkez yönetim kurulunda iki kadın yönetici bulunurken, 42 şube başkanından 3 tanesi kadındır.
Görüldüğü gibi sendikamızın söz ve karar aşamalarında sendikaların genelinde olduğu gibi kadın üyeler üye sayısına uygun bir temsil edilmemektedir.

Kadın üyelerimiz çeşitli meslek gruplarında hizmet üretirken yaşadıkları genel sorunların yanı sıra mesleklerini yürütürken başka sorunlar da yaşamaktadırlar.

Yerel yönetim işkolunda kadın üyelerimiz; baskı, sürgün, emekliliğe zorlama, cinsiyetlerinden kaynaklı olarak görevde yükselme ve liyakate aykırı uygulamalar, taciz, sözlü ve fiziksel şiddet gibi cinsiyet ayrımcı uygulamalara maruz kalmaktadır. Bu olumsuz uygulamalar sendikal faaliyete katılan zabıta ve itfaiye personeli olan kadın üyelerimiz üzerinde daha da yoğunlaşmaktadır.

Şöyle ki zabıta ve itfaiyede görev yapan kadın üyelerimiz gece çalıştırma, tuvalet, yemek, ulaşım ve uygun olmayan çalışma koşullarında, pazarlarda ve bölgelerde çalıştırarak cezalandırılmaktadırlar.

Doğum sonrası ücretli iznin sağlık sistemimizin önerisi olan 6 aylık emzirme süresini bile karşılamaması nedeniyle kadınlar ücretsiz izin almak zorunda kalıyor. Ücretsiz izin ailenin artan ihtiyaçları karşısında daha çok maddi sıkıntı yaratırken, kadınların iş yaşamında ve kariyerlerinde kesinti yaratmakla kalmayıp, kademe- derece ilerlemesinde ve emeklilik süresinde dikkate alınmamaktadır.

Ev-iş ve çocuk bakımı sarmalında mücadele eden kadın çalışanlar açısından “Çalışırken çocuğa kimin bakacağı, ya da nereye bırakılacağı” ayrıca bir sorundur. Yerel yönetimler özelleştirilen hizmetlerle beraber 5510 sayılı yasanın arkasından ( bu yasa 150 çalışanın bulunduğu işyerlerinde kreş açılmasını zorunlu halden çıkarmış, hizmet alımı tarifi yapmaktadır.) var olan kreşleri de özelleştirilmekte ya da kapatılmaktadır.

Yerel yönetimlere bağlı kurumlarda çalışan kadınların karar verme mekanizmalarında, temsil oranı ülke genelinde düşüktür. Yazımızın girişinde belediye başkanları içinde verdiğimiz oran % 0,6 iken bu eşitsiz durum belediye yönetimlerindeki başkan yardımcılığı, daire başkanlığı, müdür ve şef düzeylerinde de düşüktür.

Sonuç
Toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında, yerel yönetimler işkolunda örgütlü sendika olarak çalışma koşullarımızın iyileştirilmesinin yanı sıra yaşadığımız kentte kadın ve çocuklara dönük yaşanılabilir mekânlar için de mücadele ediyoruz. İmzaladığımız toplu sözleşmelerde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününün ücretli tatil ilan edilmesi, eşine şiddet uygulayan erkek çalışanların ücretlerinin eşine ödenmesi, maaş kesimi cezaları alması, kreş ve çocuk bakımevleri, kadın sığınma ve barınma merkezlerinin açılması gibi taleplerimiz de yer almaktadır. Bu taleplerimize olumlu yaklaşan İstanbul Bakırköy, Diyarbakır, Niğde Ulukışla, Trabzon Çaykara, Hakkâri ve Tunceli Belediyeleri örnek olarak verilebilir.

31.01.2009 tarihinde Kadın Sorunu ve Toplumsal Cinsiyet konulu sunum ve arkasından iş kolumuzda yaşanan somut sorunlarla ilgili çözüm önerileri şunlardır.

İşyerlerinde kreşlerle ilgili çalışmaların yapılması
Yerel yönetimlerde yasal zorunluluk olan sığınma evlerinin açılması açılanların yetersizliklerinin giderilmesi
Bütün şubelerde kadın komisyonlarının oluşturulması
Gelecek dönemde Kadın Sekreterliğinin oluşturulması için çalışmaların hızlandırılması
% 40 kadın kotasının hayata geçirilmesi için eğitim çalışmalarının yapılması
Kadınların hayatını kolaylaştırmak ve kendine zaman ayırması açısında Çamaşırhanelerin oluşturulup hizmete açılması
Sendikaların kadın ve çocuklar için uygun mekânlar haline getirilmesi
Sendikalarımızda ve yerel yönetimlerde kadın çalışmaları için bütçe oluşturulması
Kadın üyelerimizin görevde yükselme konusunda yaşanan zorlukların giderilmesi konusunda sendikamızın ve kadın komisyonlarının müdahale etmesi
Yerel seçimlerde, yerel yönetimlerden taleplerimize yönelik imza kampanyaları başlatılması ve bu kampanya sonucunda TBMM önünde basın açıklaması yapılması dosyanın meclise sunulması
İşkolumuzda çalışan örgütsüz kadınlara ulaşılması için üyelik kampanyasının başlatılması
Bütün şubelerimizin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününe yönelik eylem ve etkinliklere, illerindeki KESK şubeler platformu ve yerel platformlarla ortaklaşarak, azami katılım sağlaması

 

1 2 3

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.