İKİZDERE HALKI AKP İKTİDARINA KARŞI YAŞAMI SAVUNUYOR!

İktidara geldiği günden beri ülkenin ormanlarını, su kaynaklarını, madenlerini, kıyılarını patronların yağmasına açan AKP, Türkiye’nin doğal zenginliklerini telafisi mümkün olmayacak şekilde ya tahrip etti ya da yok etti.

AKP iktidarı döneminde çevre ve doğal kaynaklar sermayenin hizmetine açılarak bir bir yok ediliyor. Son olarak, Rize’nin İkizdere ilçesindeki İşkencedere Vadisi’nin Cengiz İnşaat’ın yağmasına açılarak, taşocağı ve diğer yıkım projeleriyle yok edilmesinin önünü açan projeye izin verilerek çevre katliamlarına bir yenisini daha eklenmek isteniyor.

Ne var ki, Başbakan olduğu dönemde “Ben çevrecinin daniskasıyım. Asıl çevreci benim.” diyen Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin çevre ile tek ilişkisi rant üzerinden kuruluyor. İktidar için çevre para ettiği sürece değer kazanıyor. AKP su kaynaklarının sınırsızca sömürülmesine izin veriyor. Orman alanlarının talanının önünü açıyor. Derelerimiz, ormanlarımız, sit alanlarımız, madenlerimiz çevresel etkileri düşünülmeyen, sadece kar odaklı politikalara alet ediliyor.

Kıyılar, ormanlar, meralar, yaylalar; enerji tekellerine, maden firmalarına, turizm yatırımcılarına, yandaş inşaat şirketlerine birer birer tahsis ediliyor. İktidar bu yandaş şirketler eliyle taş ve mermer ocaklarıyla, tuğla fabrikalarıyla, demir madenciliğiyle ve çimento üretimiyle de dağı, taşı, doğayı yiyip bitiriyor.

Bergama’dan Cerattepe’ye, Ulukışla’dan Kaz Dağları’na altın madeni şirketleri iktidarın eliyle delik deşik ediyorlar toprağı. Türkiye’nin yeraltı zenginlikleri yerli ve yabancı patronlara peşkeş çekiliyor. Kurulan maden ve taş ocakları bölge halklarının hem sağlığını hem de geçim kaynaklarını ellerinden alırken geride kimyasal maddelerin bulaştığı sular, ekolojik yapısı bozulmuş toprak ve tüm dengesi bozulmuş yaban hayatı kalıyor.

Şimdi sıra İşkencedere Vadisinde… Yargının yürütmeyi durdurma kararı verdiği yani ‘bu alanda taş ocağı olamaz’ dediği aynı alanda Cengiz inşaat yasaları yok sayarak taş ocağı açmak istiyor. “Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Burada taş ocağı demek koruma altında ki bu SİT alanı vadinin yok olması demektir. Para için insanların yaşam alanlarına saldırılar artık bir son bulsun. Yargı kararlarına herkes uysun, zorla yaşam alanlarımızı katletmek isteyenlere karşı her türlü hukuki mücadeleyi sürdürmeye kararlıyız.” diyen yurttaşlarımız buna karşı direniyor.

Anayasal Bir Hak Olarak Çevre Hakkı, Anayasa’nın 56. Maddesinde de düzenlenmiş olup her türlü muhalefeti direnişi kendi varlığına yönelik bir tehdit olarak algılayan ve toplumu kutuplaştırmayı siyaset stratejisi haline getiren iktidar, çevresel talep ve itirazlarda bulunanları da “yatırım karşıtı” ya da “iktidar karşıtı” olarak kodlayarak susturmaya ve etkisiz hale getirmeye çalışmaktadır.

Susmayacağız! Yaşam alanlarında karar halkın olacak!

Saray rejimi ve rant ortağı beşli çetenin memleketin kaynaklarına verdiği tahribat, 19 yıllık yağma ve talan öyküsü, belki ciltler dolusu kitaba sığacak kadar kapsamlı bir konu. Fakat bizler İkizdere’de suyuna, toprağına sahip çıkan ve doğa talanına karşı direnen halkın haklı mücadelesinin yanındayız!

Doğa talanını yapanlardan, yaptıranlardan, izin verenlerden, susarak ekolojik suça ortak olanlardan hukuki, siyasi ve ahlaki bakımlardan hesap soracağız…

ENERJİ, SANAYİ, MADEN KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI

MERKEZ YÖNETİM KURULU

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.