Savaşa Hayır, Barış Hemen Şimdi!

Savaşa Hayır, Barış Hemen Şimdi!

Karar bizlere bir kez daha, barış istemenin suç sayılamayacağını, emek, adalet, eşitlik, özgürlük, demokrasi için mücadeleyi sürdürenlerin ve direnenlerin haklılığını göstermiştir.

Kararla birlikte fiili ve meşru mücadele anlayışımızı yükselten, sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi yürüten konfederasyonumuza ve toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik açılan davaların hukuki olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Çünkü bizler emek, demokrasi ve barış talebimizde ısrar ederken haklı olduğumuzu biliyoruz, kazanmaya çalıştığımız barış içinde eşit, özgür bir dünyada çocuklarımızın geleceğidir diyoruz.

Bizler biliyoruz ki savaş yerine mücadele ettiğimiz barış gerçekleşseydi, on yıllarca süren Ortadoğu ve Suriye savaşına ülkemizin müdahil olmasını engelleyebilseydik; ülke kaynakları toplumun gerçek ihtiyaçlarına aktarılırdı, kaybettiğimiz yüzlerce canlarımızı yitirmez, derin bir ekonomik krizi yaşamaz, yoksulluk sonucu intiharlar gerçekleşmez, işçilere, emekçilere, sığınmacılara kölelik koşulları ve kayıt dışı çalışma yerine herkese insanca yaşayacak bir ücret verilebilirdi. Irkçılık ve şovenizm değil, kardeşlik bağları güçlenir, eğitim ve sağlığa nitelikli, ulaşılabilir ve ücretsiz ulaşabilirdik. Suriye, Irak ve Meriç nehri gibi sınır yerlerinde insanlık dramlarıyla karşı karşıya gelmez, ege denizinde kıyaya vuran insan bedenleri olmaz, savaş mağduru bir halka yardım elimizi uzatırken barışın ne kadar kıymetli olduğunu daha iyi anlar, toplumsal barışımız için de bir umut ışığı doğardı…

Kaybettiğimiz yüzlerce canımızın üzerine daha fazla acı ve gözyaşını yaşamamak, halkların barış içinde bir arada yaşamını sağlamak ve yıllardır talep ettiğimiz “barış”ın bir an önce gerçekleşmesi için bölgede, Ortadoğu’da ve Suriye özelinde yaşanan yakıcı savaş politikaları bir an önce terk edilmelidir.