TOPLU SÖZLEŞME HAKKIMIZI KISITLAYAN YASANIN DEĞİŞMESİ İÇİN TBMM’YE KANUN TEKLİFLERİ VERİLDİ

TOPLU SÖZLEŞME HAKKIMIZI KISITLAYAN YASANIN DEĞİŞMESİ İÇİN TBMM’YE KANUN TEKLİFLERİ VERİLDİ

Sendikamızın TBMM’de grubu olan partilerle yaptığı görüşmeler sonrasında CHP ve İYİ Parti, yerel yönetim emekçilerinin toplu sözleşme hakkını kullanmasını kısıtlayan içerikteki 4688 sayılı yasanın değiştirilmesine ilişkin kanun teklifleri verdi.

Sendikamızın hazırlayıp ilgili partilerle paylaştığı kanun teklifine göre 4688 sayılı yasanın mahalli idarelerde sözleşme imzalanması başlıklı 32 inci maddesinde iyileştirme zammına tavan uygulaması, mahalli idarelerin sözleşme yapmak için uyması gereken şartlar gibi Anayasaya ve uluslararası sözleşmelere aykırı içeriğinin değiştirilmesi ile sözleşmeye taraf sendika üyesi olmayanların sözleşmeden yaralanması için ödemesi gereken dayanışma aidatı ile Sayıştay zimmetlerinin geçersiz kılınması gibi hak ihlallerinin kaldırılmasını içermekte.

Geçtiğimiz hafta İYİ Parti adına Antalya Milletvekili Hasan SUBAŞI’nın verdiği kanun teklifi bu hafta CHP grubu adına TBMM’ye sunulacak.

CHP tarafından TBMM verilecek İlgili kanun teklifi metni aşağıda bilgilerinize sunulmuştur.  

 

4688 SAYILI KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI VE TOPLU SÖZLEŞME KANUNUNDA VE 375 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ

GENEL GEREKÇE

4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun mahalli idarelerde sözleşme imzalanması başlıklı 32. Maddesi, ‘’27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi hükümleri çerçevesinde sosyal denge tazminatının ödenmesine belediyelerde belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince, il özel idaresinde valinin teklifi üzerine il genel meclisince karar verilmesi halinde, sözleşme döneminde verilecek sosyal denge tazminatı tutarını belirlemek üzere ilgili mahalli idarede en çok üyeye sahip sendikanın genel başkanı veya sendika yönetim kurulu tarafından yetkilendirilecek bir temsilcisi ile belediyelerde belediye başkanı, il özel idaresinde vali arasında toplu sözleşme sürecinin tamamlanmasını izleyen üç ay içerisinde sözleşme yapılabileceği şekliyle düzenlenmiştir. Ayrıca 375 sayılı kanun hükmünde kararname ile yapılacak olan sözleşmelere tavan tutar sınırlaması getirilmiş ve bu durum sözleşmenin tarafı olan çalışanlar ve yetkili sendika adına mağduriyeti beraberinde getirmiştir.

İlgili mahalli idarenin; vadesi geçmiş vergi, sosyal güvenlik primi ile Hazine Müsteşarlığına olan borç toplamının gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin yüzde onunu aşması, ödeme süresi geçtiği halde ödenmemiş aylık ve ücret borcu bulunması veya gerçekleşen en son yıla ilişkin toplam personel giderinin, gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin belediyelerde yüzde otuzunu, il özel idaresinde yüzde yirmi beşini aşması hallerinde bu madde kapsamında sözleşme yapılamaz. Sözleşmenin yapılmasından sonra bu koşulların oluşması durumunda mevcut sözleşme kendiliğinden hükümsüz kalır’’ ibaresi mevcut durumlar göz önüne alındığında ilgili mahalli idare kurumunda yetkili olan sendika ile idare arasında bağıtlanması muhtemel sosyal denge sözleşmesinin önünde engel teşkil etmektedir.

375 sayılı KHK ile getirilen bu düzenlemeler temelde Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmeler ile uyumsuzluk göstermekte, mahalli idarelerde çalışanları sosyal denge adı altında imzalanan toplu sözleşmeleri yetkisiz kılmaktadır.

Bir diğer husus ise belediyelerde sendika üyesi olmayan ve dayanışma aidatı ödemeden çalışanların, belediyeler ile sendikamız arasında imzalanan sosyal denge sözleşmelerinde yararlanıyor olmasıdır. Üye olmadan veya dayanışma aidatı ödemeden sosyal denge sözleşmelerinde çalışanların yararlandırılmasının anlamı, sendikasızlaştırmayı özendirmenin ötesinde temel evrensel örgütlenme özgürlüğü ilkesine dayanan kolektif sendika özgürlüğünü önemli ölçüde zedelemektedir. Bu durum ILO’nun temel sözleşmeleri olan 87 ve 98 sayılı örgütlenme ve toplu sözleşme ilkesi ile de ayrıca çelişmektedir.

27.05.1949 tarih ve 7212 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 23. maddesinde herkesin çalışma, işini serbestçe seçme, adaletli ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı olduğu; herkesin herhangi bir ayrım gözetilmeksizin eşit iş için eşit ücrete hakkı olduğu; herkesin kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır ve gerekirse her türlü sosyal koruma önlemleriyle desteklenmiş bir yaşam sağlayacak adil ve elverişli bir ücret hakkı bulunduğu; Avrupa Sosyal Şartının 1. bölümünün 2. maddesinde tüm çalışanların adil çalışma koşullarına sahip olma hakkının bulunduğu; 4. maddesinde tüm çalışanların kendileri ve ailelerine iyi bir yaşam düzeyi sağlamak için yeterli adil bir ücret alma hakkı olduğu düzenlenmiştir.

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 98 sayılı sözleşmesi örgütlenme ve toplu pazarlık hakkını bir bütün olarak ele almaktadır. Esasen ülkemizde uzun yıllar devlet memurları ile ilgili sayılmayan ve işçi olarak çalışanların sendikaları ile işverenler arasındaki ilişkilere esas alınan bu sözleşme,  yine ILO’nun 151 sayılı “Kamu Hizmeti” başlıklı sözleşmesi ile devlet memurlarını da içerisine alacak şekilde anlaşılması sağlanmıştır. Türkiye tarafı olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü’nün bu iki ilgili sözleşmesini imzalayarak onaylamıştır.

Ayrıca Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartının 6. maddesinde “Yerel Yönetimlerde görevlilerin çalışma koşulları, liyakat ve yeteneğe göre yüksek nitelikli eleman istihdamına imkân verecek nitelikte olmalıdır. Bu amaçla eğitim olanakları ile ücret ve mesleki ilerleme olanakları sağlanmalıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Anayasa’nın 90. maddesinin son fıkrası, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir, bunlar hakkında Anayasa’ya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.” hükmünü içermektedir. Yine Anayasanın 90. maddesinin son fıkrası “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası anlaşma hükümleri esas alınır.” şeklindedir. Anayasanın mevcut maddesi itibariyle Türkiye imzalamış olduğu ILO ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı maddeleri uyarınca mahalli idarelerde çalışanlar adına toplu sözleşme hakkını hiçbir koşul ve şart aramaksızın kabul etmiş durumdadır.

Tüm bu gerekçeler ile ILO, Uluslararası İnsan Hakları beyannamesi ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ve Anayasa aykırılıklar barındıran 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ilgili ek 15 maddenin değiştirilerek, mahalli idarelerde çalışanlar adına imzalanacak olan sosyal denge sözleşmelerinin önünde engel teşkil eden maddelerin değiştirilerek, çalışanların toplu sözleşme hakkının ulusal ve uluslararası sözleşmelere uygun hale getirilmesi amaçlanmıştır.

Madde gerekçeleri

Madde 1- Teklif edilen bu madde ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 15. Maddesi ile getirilen sosyal denge tazminatının belirlenmesinde temel alınan tavan uygulaması kaldırılması amaçlanmıştır. Bu şekli ile çalışanların ücretlerine  yapılacak olan zam oranları ülkenin içerisinde bulunduğu mevcut sosyo-ekonomik koşullar dikkate alınarak hesaplanmasına olanak sağlayacaktır.

Madde 2-  Teklif edilen madde ile 4688 sayılı kanunun 32. Maddesinin son fıkrasında yer alan ve sosyal denge tazminatının belirlenmesinde esas alınan tavan miktarları oranlarında değişikliğe gidilmiştir.

Madde 3- Teklif edilen madde ile belediyelerin tavan miktarı üzerinde belirledikleri sosyal denge sözleşmelerinde ödenen ücretler nedeniyle Sayıştay tarafından kamu zararı olarak nitelendirmesi sebebiyle, teklifin yürürlüğe gireceği tarihten itibaren geriye dönük Sayıştay tarafından verilmiş olan kamu zararının bir defaya mahsus olarak af edilerek sosyal barışın sağlanması hedeflenmiştir.

Madde4- İşyerlerinde imzalanan sosyal denge sözleşmesinde üye olmayanların yararlanabilmesi için tıpkı işçi sendikaları ve toplu sözleşme kanunu olan 6356 sayılı sendikalar ve toplu sözleşmeler kanununda olduğu gibi, dayanışma aidatı düzenlemesi getirilmesi amaçlanmıştır.

Madde 5- Yürürlük maddesidir.

Madde 6- Yürütme maddesidir.

 

4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi

Madde 1- 375 sayılı Kanun Hükmü Ek.15. maddesinde yer alan ‘’ 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununa göre yapılan toplu sözleşmelerde belirlenen tavan tutarı geçmemek üzere ibaresi kanun metninden çıkartılmıştır.

Madde 2- Mevcut 4688 sayılı Kanunun 32. Maddesinin son fıkrası; İlgili mahalli idarenin; vadesi geçmiş vergi, sosyal güvenlik primi ile Hazine Müsteşarlığına olan borç toplamının gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin yüzde onunu aşması, ödeme süresi geçtiği halde ödenmemiş aylık ve ücret borcu bulunması veya gerçekleşen en son yıla ilişkin toplam personel giderinin, gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin belediyelerde yüzde otuzunu, il özel idaresinde yüzde yirmi beşini aşması hallerinde bu madde kapsamında sözleşme yapılamaz’’ ibaresinde yer alan ‘’ yüzde onu’’ ibaresi ‘’ yüzde 20’’ olarak ‘’yüzde 30’’ ibaresi ‘’yüzde60’’ olarak ‘’yüzde yirmi beş’’ ibaresi ‘’yüzde ellisi’’ olarak değiştirilmiştir.

Madde 3- Bu kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, sosyal denge tazminatı ile ilişkili olarak belediyeler ve memurlar hakkında çıkarılan kamu zararı ve tazmini miktarların geriye dönük olarak tahsilinden vazgeçilir.

Madde 4- Sosyal denge sözleşmesinin taraf sendikası, üyesi olmayan kamu görevlilerinden, aynı unvanlı üyesinden aldığı aidatın iki katına kadar sosyal denge  sözleşmesi aidatı alınır. Bu aidatı ödeyen kamu görevlileri, imzalanmış olan söz konusu sözleşmeden aynı usul ve esaslar dahilinde yararlanır.

MADDE 5- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 6- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.