TÜM BEL-SEN GENEL BAŞKANI: BELEDİYECİLİK 150 YIL GERİYE GİTTİ

www.mezopotamyaajansi12.com adresinde yayınlanmıştır.

ANKARA – Tüm Bel-Sen Genel Başkanı Erdal Bozkurt, yerel yönetim bütçelerinin hazineye bağlanması ile birlikte, demokrasinin başlangıç noktası olan belediyeciliğin 150 yıl geriye gittiğini kaydetti.

Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) Genel Başkanı Erdal Bozkurt, 9 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayınlanan 17 sayılı “Tek Hazine Kurumlar Hesabı Kapsamına Alınacak Kamu İdareleri ve Hesapların Belirlenmesi Hakkında Karar” ile birlikte yerel yönetim bütçelerinin hazineye bağlanmasını değerlendirdi. Değişiklikle birlikte toplumsal yaşama müdahale edildiğini kaydeden Bozkurt, “Düzenleme ile birlikte seçimlerde alamadıkları belediyeleri kontrol altına almak istiyorlar” dedi.

”SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ YOK’

Türkiye’deki belediye gelişiminin 1860 yıllarına dayandığını söyleyen Bozkurt, ilk belediye denemesinin İstanbul’da yapıldığını, ancak idari ve mali işleyişi itibariyle merkezi otoriteye bağlı olduğu için, kısa sürede işlemez hale geldiğini aktardı. Bozkurt, “Yani o dönemdeki belediyecilik, bugün uygulanmak istenen belediyecilik anlayışına benzer yapıda olduğu için kapanmak zorunda kaldı. 12 Eylül döneminde de belediye başkanlarının yerlerine askerler atandı. Ancak asker uygulaması da sürdürülebilir bir uygulama olmadı. Dolayısı ile belediyelere dair bugün yapılan düzenlemenin de çok sürdürülebilir bir tarafının olmayacağını düşünüyorum. Eğer bu biçimi ile sürdürülmeye zorlanırsa, belediyeleri kapatmak zorunda kalacaklar” diye belirtti.

‘DAHA İYİYİ BEKLERKEN 150 YIL GERİYE GİDİLDİ’

Yerel yönetimlerin daha fazla güçlendirilmesini beklerken, 150 yıl geriye gidildi” diyen Bozkurt, şöyle devam etti: “Bugün geldiğimiz noktada işler tersine gitti. 533 sayılı torba kanunundaki belediyelere ilişkin düzenleme, belediyelerin mevcut bütçesini merkezi idareye bağlayarak, belediye başkanlarının ellerini kollarını bağladılar. Belediye başkanlarının yapmak istedikleri projeleri, yapmak istediklerini ortadan kaldırdılar. Yani düzenlemenin amacı, her şeyi merkezi otoritenin o sınırsız hakimiyetine teslim etmektir. Belediyeler bu halde nasıl verimli olabilir.”

‘ÜLKEMİZDEKİ TEMEL PROBLEM YAŞANANLARA SES ÇIKARTILMAMASIDIR’

Bozkurt bölge illerinde yaşanan kayyım uygulamasına sessiz kalındığı ve ses çıkartılmadığı için, belediyelere ilişkin yapılan son düzenlemenin rahatça yapıldığını aktardı. Bozkurt, “Öncelikle bölge belediyelerinde başlattıkları bu sisteme tepki olmayınca, bu sefer Türkiye’nin diğer belediye başkanlarını görevden aldılar. Örneğin İstanbul Beşiktaş’a müdahale etmiyor mu? Ataşehir’e müdahale etmiyor mu? Orada da müdahale ediyor. Yine Bursa, İstanbul ve Ankara’ da metal yorgunluğu adı altında belediye başkanları görevden alındı” diye konuştu.

‘ÜLKE NÜFUSUNUN YÜZDE 50’Sİ ATANMIŞLAR İLE YÖNETİLİYOR’

Söz konusu düzenlemenin en önemli amaçlarından birinin de bölge illerinden AKP tarafından alınmayan belediyelerin kontrol altına almak olduğunu belirten Bozkurt, “Şimdi bölgede etkin olan bir siyasal yapılanma ve onun kazanımı olan belediyeler var. Söz konusu düzenleme ile alamadıkları belediyelere müdahale ediliyor. Baktığınızda ülke nüfusunun yüzde 50’sini barındıran yerler atanmışlar tarafından yürütülüyor. Vatandaşın iradesi rehin alınmış. Yereldeki demokrasiyi bitirmek istiyorlar” ifadelerini kullandı.

‘HİZMET PARALI HALE GELİYOR”

Bozkurt, AKP iktidarı döneminde belediyelerde müşteri vatandaş ilişkisinin geliştirildiğini söyledi. “Belediyeler halkın öz malıdır” diyen Bozkurt, “Siz elektrik, su ve yol gibi tüm hizmetleri belediyelerden isteyebiliyorsunuz. Ve bunların kaynağı sizin vergilerinizden oluşuyor. Ama sizin verginiz olan kaynak ile para ile size hizmet getirildiğinde, siz artık müşterisiniz. Bugün aslında getirilen bu uygulama ile yarın böyle tarif edilecek. Çünkü hizmet veremeyen belediyeler hizmet karşılığında ücret talep edecekler. ‘Paranı getir hizmeti al’ şeklinde. Hizmet paralı hale geliyor. Paran varsa hizmet alacaksınız. Yarın bu daha da artacak. Yine belediyelere kaynak aktarılmadığı zaman, belediye kaynak yetersizliği nedeniyle işçileri çıkartabilecek. Dolayısıyla yeni düzenleme ile hem çalışan hem de vatandaş boyutu ile kaos yaratacak bir düzenleme olarak görülüyor” ifadelerini kullandı.

‘NEREDE ÇAY İÇECEĞİMİZE BİZ KARAR VERMELİYİZ’

Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü: “Asfalttan sudan, ulaşımdan sorumlu olan kurumların kaynaklarını hem idari hem de başka bir şekilde elinden alırsanız; yaşamı etkilemiş olacaksınız. Buna karşı çıkmak lazım. Yaşamamızı bizim belirlememiz lazım. Nasıl yaşayacağımıza bizim karar vermemiz lazım. Nerede oturup, nerede çay içeceğimize bizim karar vermemiz lazım. Ya da yaşadığımız sokakta ne yapılıyorsa, bunun karar vericileri bizler olmalıyız.  Belediyecilik budur.”

‘YEREL SEÇİMLER MUHALEFET İÇİN BİR FIRSAT’

Bozkurt, Türkiye’deki muhalefetin iyi bir tutum alması halinde önümüzdeki seçimlerde iyi bir sonuç alabileceğini söyleyerek, yerel seçimleri muhalefet açısından bir fırsat olarak nitelendirdi. Bozkurt, son olarak şunları kaydetti: “Sandık demokrasinin önemli bir aracıdır. 16 Nisan referandumu muhalefet açısından çok önemli bir deneyim oldu. Bir araya geldiğimizde aslında iyi sonuçlar alabildiğimizi gördük. Yani derdimizi bir birimize anlattığımızda ya da insanlar sadece demokratik değerler üzerinde bir araya geldiğinde, sonuç alınıyor. Dolayısı ile belediyeleri kazanmak, muhalefeti açısında çok önemli. ”

MA / Selman Güzelyüz

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.