12 Eylül 1980’de gerçekleştirilen askeri darbenin üzerinden 45 yıl geçti.
Halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanları talimatlı yargı kararlarıyla görevden alınıyor, seçilmişler yerine kayyımlar atanıp demokrasi ve halk iradesi ayaklar altına alınıyorsa, temel hak ve özgürlükler gasp edilerek demokrasiden uzak, otoriter ve hukuk tanımaz bir “tek adam” rejimi kurumsallaştırılmaya çalışılıyorsa; aradan geçen 45 yıla rağmen 12 Eylül darbecilerinin zihniyeti halen devam ediyor demektir.
Çünkü 12 Eylül darbesi sadece devrimcilere, yurtseverlere, sol ve sosyalist güçlere yönelik yüzbinlerce gözaltı, işkence, tutuklama, sürgün, idam, faili meçhul ve yargısız infazlardan ibaret değil; aynı zamanda Kürt halkının, Alevilerin, kadınların, emekçilerin maruz kaldığı adaletsizliğin, hukuk dışı uygulamaların katmerlendirilerek devamlılığı ile sendikal hak ve özgürlüklerin gaspı, sendikasızlaştırma, sömürü, örgütlenme, toplantı ve gösteri haklarının engellenmesi, düşünce, ifade, haber alma ve iletişim özgürlüklerinin çiğnenmesinin kurumsallaşmasıdır.
Çünkü, 12 Eylül sadece bir darbenin adı değil, aynı zamanda dün ve bugünkü otoriter yönetim anlayışının da adıdır.
Emekçilere, kadınlara, gençlere, alevisinden sunnisine, Türkünden Kürdüne, batısından doğusuna bu topraklarda yaşayan tüm halklara düşman 12 Eylül darbesini 45 inci yıldönümünde bir kez daha lanetliyor; darbenin fiili uygulamalarına karşı dün nasıl mücadele ettiysek bugün ve yarın da aynı zihniyetin devamcısı olan emek, demokrasi, barış ve özgürlük karşıtı her anlayışa ve iktidara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.
Merkez Yürütme Kurulu
Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.