#Kadına Yönelik Şiddete Son
Covid 19 Pandemisi, olağandışı bir durum ve bu olağandışı sürecin ölümcül sonuçları artarak devam ederken, tüm dünyada kadınlar bu süreçte daha çok şiddete maruz kalmakta, kadına yönelik psikolojik, cinsel, fiziksel şiddet ile çocuk istismarı artmaktadır.
Salgın sürecinde “evde olmak” bir sağlık tedbirinin zorunlu hali iken kadınlar kendilerine şiddet uygulayan erkeklerle bir arada yaşamaya zorlanmakta, bu “evlerde” daha çok şiddete maruz kalmaktadırlar. Ayrıca, şiddete tanıklık eden çocuklar da sürekli bir travma yaşamakta ve/ya cinsel, fiziksel istismara uğramaktadırlar.
“Evde” karantina ve izolasyon koşullarında yaşayan kadınların ve çocukların bu süreçte nasıl etkilendiğine yönelik yapılan araştırmalar psikolojik şiddetin, ekonomik şiddetin, dijital şiddetin, fiziksel şiddetin ve cinsel şiddetin arttığını göstermektedir.
#Şiddeti Belgele #Şiddet Uygulayanı Yargıla #Şiddet Uygulayanı Cezalandır
Şiddete uğrayan kadınların pandemi döneminde ilgili birimlere başvurma konusunda daha da fazla zorluklarla karşılaştıkları ve ihtiyaç duyulan hizmete erişemedikleri görülmektedir.
#Kadınların Sesini Duyun #Kadın Dayanışması Yaşatır
İnfaz kanunu değişikliği sonrası, kadınlara ve çocuklara yönelik tehdidin boyutu artmaktadır!
Türkiye’de siyasal iktidar, olağandışı salgın yönetimi çerçevesinde erkek egemen ve gerici uygulamalarını, amaçlarını gündemden eksik etmeyerek, erkek egemen yasa yapımını bilfiil sürdürmekte ve cinsel şiddet faillerine kolluk yapmaktadır. Covid salgınında siyasal iktidarın derdi ve icraatı, cinsel istismar faillerini, tecavüzcüleri, tacizcileri aklama ve salıverme. Covid19 salgını nedeniyle cezaevlerindeki tutukluların durumu ile ilgili olarak infaz kanunu değişikliği kapsamında, 13 Nisan gecesi yapılan kadın katillerini, cinsel istismarcıları serbest bırakmaya dönük yasa kabul edilemez. Bu yasa değişikliği ile beraber, ‘cinsel saldırı’, ‘reşit olmayana cinsel saldırı’, ‘cinsel taciz’ suçlarından süreli hapse mahkum olanlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar, dörtte üç koşullu salıverme oranı ile tekrar suç mahallerine, çoğunlukla suçun gerçekleştiği izolasyonda olduğumuz “evlere” gönderiyorlar. Covid 19 salgını ile sözde mücadele ile, toplumda cinsel taciz, istismar ve tecavüzün daha da artmasına neden olunacaktır.
#Çocuk İstismarının Affı Olamaz
Siyasal iktidar AKP ve ittifakı MHP’nin hazırladığı bir diğer kanun teklifi de “çocukları cinsel istismar eden” faillerin cezalarının ertelemesi, bu suçluların affı üzerine. Belirtmek isteriz ki, istismara uğrayan çocuk ile suçun faili arasındaki yaş farkı hesabıyla, zorla gerçekleştirilen “tecavüz evlilikleri” ile suçun ve cezanın niteliği değiştirilemez. Bununla birlikte, cinsel istismar vakalarında çocuğun şikayetinin olup olmaması da cezayı değiştirecek husus değildir. Çocukları istismar etme suçu amasız fakatsız cezai bir konudur. Bu nedenle, istismar suçu, kamusal bir sorumlulukla yargıya taşınarak suçun faili cezalandırılmalıdır. Kamuoyuna yansıyan yasa değişikliği taslağı, sadece çocuklara yönelik cinsel olarak istismarda bulunan faillerle de sınırlı kalmayarak, söz konusu suçlulara yardım edenler ve azmettiriciler haklarında ise infazın kaldırılması ve açılan kamu davasının düşürülmesini de içermektedir. Bu yasa değişikliği önerisi, cinsel istismar – cinsel taciz suçunu cezasızlaştırarak, bu suçların yayılmasına, eril tahakkümün daha da kökleşmesine ve cinsel şiddetin artmasına neden olacaktır.
DİSK Kadın Komisyonu – KESK Kadın Meclisi – TMMOB Kadın Çalışma Grubu – TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu