17 Ağustos Depremini Unutmadık Unutturmayacağız!

Bundan tam 21 yıl önce bugün, 17 Ağustos 1999’da Türkiye en karanlık günlerinden birini yaşadı. Saat 03:02’de merkez üssü Gölcük olan deprem 45 saniye içerisinde binlerce can aldı, faciadan sağ kurtulanlara ise ömür boyu unutamayacakları bir acı bıraktı…

Binlerce kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına yol açan 17 Ağustos Gölcük depremi ile birlikte o gün yaşanan birçok ihmal de deprem sonrası açığa çıktı. İletişim altyapısı göçtü, kimse kimseyi ne arayabildi, ne sorabildi. Çok övünülen iletişim şebekeleri, alternatifleri olmadığı için uzun süre sustu. Binalar çöktü, iş bilmez, gözünü para bürümüş ellerde deniz kumundan yapılan mukavemetsiz binalar bir bir yıkıldı. Nice canlar vardı, kimisi enkaz altında hayatını kaybetti, kimisi enkaz altından kurtularak hayata tutundu, o günün yaşattığı büyük acıyı yüreklerine hapsederek hayatlarına devam etti. İnsanlara mezar olan binaları yapanların bazılarının davası zaman aşımına uğradı, bazıları tazminatla kurtuldu, bazısı da kısa ve indirimli ceza süresini doldurup cezaevinden çıktı.

Geçen 21 yılda da afet yönetim sistemimiz çözümün değil sorunun bir parçası olmaya devam etmektedir. Başta üniversiteler olmak üzere kamu kurumlarında üretilen bilgi ve deneyimler gerekli önem verilmeyerek koordinasyon koşullarının yaratılmaması nedeniyle yaşama yansıtılamamış; onlarca bilim insanı ve kuruluş temsilcisi ile düzenlenen Deprem Şurası kararları ve 2010-2023 yılları için öngörülen KENTGES Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı tozlu raflarda unutulmuş, afet yönetimin sisteminin en temel aktörü olacağı iddiası ile kurulan AFAD “Sivil savunma, yurtdışı kurtarma ve mülteci operasyonları” gibi dar bir etkinlik alanına sıkıştırılmıştır.

Deprem kuşağında yer alan ülkemizde bir daha aynı acıların yaşanmaması için “Deprem öldürmez, binalar öldürür” denilerek plansız kentleşme, riskli yapılaşma ve yaptırımsız denetimlere artık göz yumulmamalıdır. Bu kapsamda her hangi bir depreme hazırlık toplumsal ve yönetsel düzeyde tüm kaynakları zarar azaltma hedefine yönlendirecek, kişi ve kurumlar arasında eşgüdümü sağlayacak üniversitelerin, kamu kurum ve kuruluşların, meslek örgütlerinin ve STK’lerin katılımı ile ‘Stratejik Afet Eylem Planı’ hazırlanmalı ve hiçbir bahaneye sığınmadan ülke genelinde tavizsiz bir şekilde bir an önce uygulanmalıdır.

Aksi takdirde yaşanacak her felaket, binler-on binlerin yaşamına mal olacak ancak siyasiler bu kez hesap vermekten geçmişteki kadar rahat kurtulamayacaktır.

Bizler 17 Ağustos depremi başta olmak üzere yaşadığımız hiçbir felaketi kader olarak kabul edip zamanla unutmayacağız ve ülkemizin felaketler ülkesi haline gelmemesi için daima mücadele edeceğiz.

MERKEZ YÜRÜTME KURULU